Kayıtlar

Mart, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eski bir not..

Resim
Çift(e) Bayram  Varabilme ihtimalimizin % 50 olduğu bir bayram arefesi..Bilmiyorum, belki daha nice bayramlar göreceğiz ya da göreceğimiz son bayram..ne garip bir duygu, ikisi de düşünüldüğünde hüzün veriyor. Yaşama sıkı sıkıya bağlı olduğumuzdan olsa gerek. Her bayram sabahında yaşadığım içimdeki o tatlı hüzün.. Şükür! bu bayramı da görmeyi nasip ettin, daha nicesine ailemle eriştir diye ettiğim sessiz dualar..Yorgunluk, off layıp pufflamalar.. ama işler bittiğinde aynadaki gözlerimde yine o bayram sevinci.. Annemin her bayram sabahında "bugün bayram çok uyumamayın kalkın" diye evde yankılanan sesiyle uyamayacağım bu bayram..Bayram namazından gelince açtığım kapıda bambaşka, ölünceye kadarki sonu gelmeyen bir bayram daha.. elini öpüyorum, o da beni öpüyor..kutlu olsun bayramın, bayramımız, bayramınız.. Tarih 15 kasım 2010 Bu yazıyı facebook notlarımda gördüm az önce. Ne çabuk değişiyor hayatımız öyle. Bir nefes alıp vemek kadar k

Muhallebili tel kadayıf tatlısı

Resim
Dün işten çıkıp eve gittiğimde aklımda pek çok senaryo vardı yemek ve tatlı üzerine . Hesapta olmayan bir çilek reçeli vardı. Kociş pazarda reçellik çilek ve başına üşüşmüş kadınları görünce ben de alıvereyim 3 kilo Demiş! Ayıklaması, yıkanıp pişirilmesi 3 saatimi aldı. Tabi sadece reçel pişirmedim o arada başka bişeylerle de meşgul oluyordum. Bunlardan biri de muhallebili tel kadayıftı :)) Nasıl severim bu tatlıyı anlatamam. İlk defa annem bir arkadaşında görmüş ve bize yapmıştı. Kadın zekasına bir kez daha hayran kalmıştım. Sen tut muhallebiyi tel kadayıfın içine koy :) Bizim buralar künefe cenneti olduğundan mütevellit erkekler künefeyi böyle çok hesaba almazlar, dememe bakmayın çaktırmadan öyle bir güpletirler ki aklınız durur :) Neyse lafı çok uzattım. Tatlı çok pratik gerçekten, yapımı da kısa maliyeti de düşük. Malzemeler: 300 gr ince kıyılmış tel kadayıf 1 yemek kaşığı dolusu tereyağ 1 çay bardağı ceviz içi 1 çay kaşığı tarçın 1 yemek kaşığı toz şeker Muhallebisi için

Bir gün herşey değişir

Resim
Tıpkı bundan önce olduğu gibi. Haftaları, günleri, saatleri takip edemiyorum artık. İşe gelince ayrı, eve gelince ayrı, okula gidince ayrı bir Esra oluveriyorum. Her girdiğim yere hemen uyum sağlamaya çalışsam da bazen bulunduğum konumdaki sıfatımı şaşırıyorum. Hocama müdürüm müdürüme de hocam diyebiliyorum, laboratuarın çalan telefonuna her defasında hava limanı dememek için zorluyorum kendimi. Bazen de karşımdakini hava limanı diyerek şaşırtıyorum:) herşeye rağmen, tüm yorulmalara, bazen çalışmalardan sonuç alamasam da bunları yapmayı seviyorum. Kuzuma da her fırsatta zaman ayırıyorum. Onunla bol bol oynuyoruz, parka gidiyoruz, legolardan kuleler yapıyoruz, çadırın içinde baba bizi bulamaz ki oynuyoruz , her tarafı kirlete kirlete yemek yemesini büyük bir zevkle izliyorum daha sayamadığım bir sürü şey. Hayatı seviyorum ben yaa, bazen canımı sıksa da seviyorum :) güpgüzel hafta sonları dilerim

Hayat akıp gidiyor..

Üç gündür anneme yerleşmiş durumdayım. Gece nöbetinden çıkıp, kuzucukla biraz oynayıp 2 saat bile doğru düzgün uyuyamadan koştur koştur laboratuara gidiyorum. Akşam 8 de eve dönüp, yine kuzucukla biraz oynayıp, azcık boğazımdan bişeyler geçirip, 20 dakika kadar şekerleme yapıp 2. gece nöbetine geliyorum. Bu tempoya daha ne kadar dayanırım bilmiyorum ama bu sabah nihayet off a çıkıyorum. Ha bu iyi bişey mi, şu bakımdan iyi birşey bu gece uyumaya nihayet evime gidebileceğim. Ama bütün gün yine laboratuarda olacağım. Kuzucuk artık onu bırakıp gitmemi istemiyor. Şalımı, ceketimi kendi eliyle çıkartıyor ki o öyle yapınca giderken aklım uzun bir süre onda kalıyor. Ama daha sonra şöyle düşünüyorum. 1-2 yıl sonra mesela, inşallah akademisyen olduğumda bu sıkıntılar geride kalmış olacak ve ona eğitim hayatında klasik bir soru haline gelmiş olan  anneniz ne iş yapıyor dendiğinden "benim annem bilim insanı ve ünvanı da şu" deyip bundan gurur duyacağını düşünerek kendimi teselli ediyoru

Elma Sirkesi

Çoktandır aklımda şu bulaşık makinesinden parlatıcıyı çıkarmak. Aslında aldığımdan beridir hiç kullanmamıştım parlatıcı. Geçenlerde şeytan mı dürttü beni bilmem bir baktım ki almışım. Bir kere doldurdum, daha da koymadım zaten. Sirkeyi okuyordum hep. Çok iyi parlatıcı, çok iyi antiseptik, bulaşık makinesinde harika sonuç veriyor vs. derken, artık karar verdim ben de kullanıyorum :) Parlatıcı durulanmadığı için, zaten A sınıfı enerji olan makineler çok az su tüketirken, deterjanın bile iyi durulanmadığını düşünüce, bu fikir çok iyi geldi, sadece makineye zarar verir mi diye düşündürdü beni. Sağlığımıza verdiği zararı düşününce bu fikir de bertaraf oldu bende :) Zaten tablet deterjanı uzun zamandır yarım kullanıyordum, sirkeyle içim biraz daha rahat. Aşağıda bir internet sitesinden yaptığım alıntı var. Gerçekten yararlı bilgiler. Sağlıcakla kalın.. Not: arama motorlarından tarayarak sirke kullanıcılarının yorumlarını da okuyabilirsiniz. Sağlık bakımından bir ilaç, temizlik bakımınd

ZemZem

Öyle bir su ki hakkında yazacak çok şey var.. Yazılmış olanlardan yaptığım bir alıntıdır bu. Nerden aklına geldi zemzem derseniz, bu aralar çok sık Umre'ye giden ve Umre'den gelen yolcumuz oluyor. Gelirken de hurmasıyla zemzemiyle artık Allah ne verdiyse sevinçten dağıtıyorlar bizlere :) Tadı pek bir hoş olan bu suyun bakın ne gibi özellikleri keşfedilmiş: "Kutsal Su Zemzem /Zübeyde Su Yolu" belgeseline konuşan Japon ve Alman bilim adamları zemzemle ilgili hayrete düşüren açıklamalarda bulundu. Zemzem ezan okunduğunda berraklaşıyor, çan çaldığında ise kararıyor. Türkiye Gazetesi'nden Hayrettin Turan, kaleme aldığı yazı dizisinde TRT'nin çektiği belgesele konuk olan bilim adamlarının zemzem suyu hakkında yaptığı açıklamaları anlattı. Uzun yıllardır zemzem suyu ve kristalleri üzerinde araştırma yürüten bilim adamları kaynağın sırlarını çözdü. Ren Nehri'nin suyundan içen kişinin enerjisinin azaldığını belirleyen Alman bilim adamı Dr. Knut Pfeiffer, sular