Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Emirhan'la diyaloglar vol2

İşten yorgun gelen babasını kolundan tuttuğu gibi kendi odasına götürüp oyun oynamaya zorlayan sonra da kendi oyununa dalan kuzunu ilk defa kullandığı (ya da bizim ilk defa duyduğumuz) kelimecikleri: -Baba: vııt vııııııt araba geliyor hadi  (Kuzucuk hiç oralı bile değil, baba yorgunluktan bitap üstünü bile değişememiş, oğlanı bir daha dürtüklüyor) -Baba: kırmızı araba hadi beni takip et! (Afacan kuzu bunun ardından cevabı yapıştırdı resmen) -Emirhan: baba diit diiit. İşim vaaaaaa, omaaaas ( kule dikiyor o sırada küçük bey :)) Baba hemen kaçıyor tabi... **** Dün fırında börek pişiriyorum. İşten gelip yaptığım için ve çok aç olduğum için fırının karşısına geçmiş pişmesini izliyorum. Emirhan yanıma geldi; -anne, nabıyosuuun (bu aralar çok sık soruyor) -börek pişiriyorum annecim. -bende bende bendeeeeee -annecim daha pişmemiş, pişince yiycez.tamam mı? -Baba bak bööeek, pişiyooo ( öğrendiğini paylaşmaya bayılır bayılır ) Börekler pişti sofraya koyduk. Tabi çok sıcak yiyemiyoruz. Diğer yemek

Paha biçilemeyen şeyler var..

Resim
Evlat ne güzel şey, ne değişik bir sevgi..ne anne-baba sevgisine benziyor, ne yar sevgisine.. Bazen sevgide ölçüyü aşıyor muyum diye ürperiyorum. Tir tir titriyor kalbim. Olur ya Mevlamın mucizesi olan yavrucağım ya Mevlamın benim için sınavı olursa? Aman Ya Rab! Sınama beni evlatlarımla, döktürme gözlerimden elemli yaşlar onlar uğruna.. Senden çok sevdirme hiçbir yaradılmışı.. Rabbim lutfettiğin evladım senindir..Beni yarattığın gibi, alem-i cihanı yarattığın gibi.. Biricik oğlumu ve yakında doğacak olan kızımı bana bağışla, gösterme kederlerini, acılarıyla sınama kalbimi.. Kanımdan, canımdan parçalarım, dilerim bahtınız hep açık olsun. Varlığınız hanemizi her daim aydınlatsın. Bizlere, tüm aleme hayırlı olasınız. Sizi çok seviyorum.. Anneniz

Emirhan'la diyaloglar vol1

Resim
Her geçen gün kelime haznesi biraz daha genişleyen kuzunun, keşke kayda alsam dediğim, beni zaman zaman çok şaşırtan cümlelerini bazı blogger arkadaşlarımın paylaşımlarını da görerek ben de kayda almaya karar verdim :) Geçen gün iş çıkışında güneş batmadan bütün gün evde sıkılmış olduğunu düşündüğüm veledi biraz insan görsün düşüncesiyle sokağa çıkardım ki perişan etti beni. Ne görse isteyerek şaşırttı beni, araba gördü istedi, mısırcı gördü istedi, dondurma gördü istedi. Çocuk sık sık dışarı çıkmadığından şaşırdı sanırım. Ben hayır dedikçe inat yapıp yürümedi, öylece yolun ortasında dikildi. Ben de onu terbiye edeceğim ya, saydırıyorum sanki beni anlıyormuş gibi (belki de anlamıştır :)); -kırmızı arabanla oynamak yok gelmezsen.. -bir daha dışarı çıkmak yok.  -beni üzdüğün için seninle konuşmuyorum şuanda Bla bla blaaa..  Ben otorite kurmaya çalıştıkça o ne mi yaptı. Sadece inatlaştı. Hem de ne inatlaşma. Aman Allahım -Ditmiyceeeeeem -mısıııııı -dundumaaaa.... Tabi eve döndüm, onunl

Keçeden Buzdolabı Notluğu

Resim
Geçen yaz yaptığım bir çalışmaydı ama paylaşma fırsatını ancak bulabildim.. Bu sevimli cikciği geçen yaz Bartın-Kurucaşile gezimizde eltime hediye etmiştim.. Kendime de yapacaktım güya ama bakalım ne zaman kısmet olacak. Keçenin arkasına reklam amacıyla dağıtılan buzdolabı magnetlerinden yapıştırdım. Zaten ne zaman biri kapıya bıraksa hemen alıp hobi kutuma atıyorum, ben bunu birşeyin arkasına yapıştırırım diye :)) Kuşun içini silikon elyafla doldurdum. çok şirin oldu :) Yoldaki prensesime de şimdilerde yeni bitirdiğim ve üst nakışına başlayacağım bir yelek ördüm. Emirhan kuzuma da araçları öğreten keçeden bir yastık hazırladım ama henüz içini doldurmadım. Onlar da başka postlara artık. Bu aralar pek bir üretkenim canıım :)) Sağlıcakla kalın..