Zaman neleri değiştirdi bizde..

Çok uzuuuun zaman oldu yazmayalı..takvime bakıyorum da kuzuma kavuşalı 1 ay 3 hafta 5 gün olmuş. 2 aylık oluyoruz artık. doğum hikayem, lohusalık dönemim ve işe başlayışım, savruldum bir yaprak gibi resmen. Şuan bu yazıyı da ikinci mesai günümde yazıyorum..önce doğum hikayemle başlayayım..

3 Ekim 2010 Pazartesi..
saat : 12:40
yer: Defne Hastanesi

Beklenen tarih 1 Ekimdi..ama kuzum gelmek istemedi, inat etti. Tahmini doğum gününden bir gün önce hastaneye gittiğimizde hiç açılmam yoktu, sular iyiydi fakat azcık da olsa onda da azalma vardı. Derhal rahmi yumuşatıcı iki adet iğne yapıldım ve evde sıcak bir duş tavsiyesi aldım. 1 ve 2 ekim günleri bol bol yürüyüşle geçti ama hiç sancım olmadı ne yazık ki..
ve o gün..
saat 9 sularında hastanedeydik. doktorum suni sancı ile gerçekleştirecekti doğumumu. O ağrılara dayanamayacağımı düşünerek epidural olmak istedim. Doktorum da bu durumu onayladı. derhal yatış işlemlerim yapıldı. amelyat kıyafetleri giydirildi. Adettendir, önce NST ye bağlandım ve kuzumun kalp atışları takibe alındı. O da nesi !! cok düzensizdi, minicik kalbi.. birden hızlıca artıyor daha sonra hızla düşüyordu. Tam 4 saate yakın düzelsin diye bekledik, ama nafile.. Zaten açılma da yok! doktorum bebeğimi riske atmak istemedi. Çat muayenelerimde rahmimin çok gerilerde olduğunu söyledi ebeler, ve bebek normal doğum sırasında kanalda ilerlemekte zorlanırsa beyne oksijen gidemeyip kalıcı hasarlar oluşabilir diye bir güzel korkuttular sağolsunlar.. ama doktorum cok daha pozitifti, daha mantıklı gerekçelerle ve olumlu görüşleriyle sezeryana ikna etti beni.. ve o anda herşey başladı..

Normal doğum ünitesinden sezeryan ünitesine taşındım. o sırada acil bir doğum vakası gelmişti, ikizler 27 haftalıkken alınmak zorunda kalmıslardı ve ben bu yüzden bir 20 dakika kadar beklemek zorunda kaldım. geçmek bilmeyen dakikalar beni öylesine bunaltmıştı ki ayağa kalkıp gitmek istediğimi, doğumdan vazgeçtiğimi söyledi. Annem , kocacım, arkadaşlarım şaşkına döndüler.. İstemiyorum dedim, çünkü çok heycanlanmıştım ve korkuyordum. Annem beni birazdan kurtulacaksın biraz daha sabret diyerek sakinleştirmeye çalışıyordu. Aşkım, beni görmeye bile dayanamıyordu, o benden daha heycanlıydı.. Birden odaya 3 tane hemşire girdi, hızla sonda takıldı-ki iğrenç bişeydi, canım acıdı- sonra sakinleştirici iğneler yapıldım ve go to amelyathane!
cümbür cemaat bindik asansöre. Bana Amelyathanenin kapısına kadar eşlik ettiler. Herkesle vedalaştıktan sonra bende havaya girmeye başlamıştım artık.

önce tansiyon aleti bağladılar, sağolsun çok güzel insanlardı. sürekli beni konusturarak sakinleşmemi sağladılar. Çok iyi gelmişti bana. Daha sonra anestezi uzmanı geldi ve spinal anestezi oldum. Hiç canım acımadı, ama o da bir 10 dakika kadar sürdü.. sonra masaya yatırıldım. önüme bi perde gerildi, karnıma boya sürüldü, korkmaya başladım önce, çünkü parmak uçlarımı hala hissediyordum. ya neşter vurulduğu anda da hissedersem? o sırada doktorum sevgili doktorum Hülya hanım kapıda belirdi. Amelyat kıyafetleri içindeydi, gözlerinden tanıdım önce, sonra o güven veren ses tonu.. Önce Allah a sonra Hülya hanıma teslim oldum. konuşmalar eşliğinde geçti operasyon ve baaannng! 20 dakika sonra bebeğimi çıkarttı bana gösterdi. göbeğinin ucunda kordon sallanıyordu.. Bizi 9 ay birbirimize bağlayan o kordonu kesmişti.. şoktaydım. çok mutluydum. hemen almak istedim. önce ağlamadı kuzum, sonra ebeye teslim etti onu doktor. bir güzel temizlediler. Bu arada ben hızlıca dikilmeye başlandım. temizlediği bebeğimi ebe hemen yanıma getirdi.. Hadi annesi sen oğlunu öp biz seni yukarıda bekleyeceğiz dedi. O an!! teninin dudaklarıma ilk değişi!! allahım bu ne haz! bu nasıl bir sevgi ve mutluluk! bu Koku!! misk-i amber kokulum. dikme işlemi yaklaşık 45 dakika sürdü. Geçmedi yine saatler. Çok uzun sürdü dedim durdum, güldüler bana. 7 kat derine indik dediler.. operasyon tamamlanınca hızlıca perdeler kalktı, üzerimdeki fazlalıkları attılar ve masadan kaldılıp sedyeye alındım. Yaşasın odama gidiyorum, Oğluma kavuşacağım nihayet!

Amelyathanenin önünde aşkım karşıladı beni, oğlumuz çok güzel diyebildi. Gözlerinin içi parlıyordu.



sonra hep birlikte gittik odamıza. Minik oğlum, EMİRHAN ım ağlıyordu, acıkmıştı. Hemen istedim onu. Emzirdim, doyurdum. Kokladım doyasıya, lakin doymak mümkün mü?


8 saat sonra anestezinin etkisi geçmeye başladığında o hatırlamak bile istemediğim iğrenç ağrılarım, sancılarım başladı. Onları yazıp yeniden hatırlamak istedmiyorum. Çok zor bir hafta geçirdim, ama hepsini unuttum sonra..bitti gitti..


Şimdi günüm oğlumu özlemekle geçiyor. Eve gidip onu bağrıma basmanın hayaliyle geçiyor günüm..

Allahım tüm kadınlara anneliği tattırsın..Kesinlikle bir kez daha anne olmak isterim :)

ALLAH TÜM EVLATLARI ANNE BABALARINA ANNE BABALARI DA EVLATLARINA BAĞIŞLASIN..

RABBİM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN BANA EMİRHANIMI VERDİN!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Gülse Birsel Yazısı

Defter ciltleme

Keçeden Kitap Ayracı