Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Göz atmaca

Resim
Sayılı gün çabuk geçer, ki geçti de. Tez yazımı son sürat devam ediyor. Kalan 6 günlük yıllık iznimi de eksik çalışmaları tamamlamak üzere kullandım. Benim için gerçekten çok tempolu, bir o kadar da yorucu bir haftaydı. 26 Ocakta tezimi savunmak üzere kendimi hazırlıyorum ama bakalım yetiştirebilecek miyim. Bir nefes alayım dedim ve bu günümü de kayda geçeyim dedim. Bunca hengame içinde kızın da ilk dişi patladı. Geceler uykusuz, geceler sesli, geceleeeeer :)) Sevgili uyku, bu cümleleri yazan arkadaşa katılıyorum. Tam sana kavuşacak gibi oluyorum, bir feryatla herşey perem perem oluyor. Yazımı bir kamyon arkası cümleyle kapatayım bugün(dün tv de tesadüfen denk geldiğim bir Türk sineması sahnesinden alıntı:)) "Çilemse çekerim, kaderimse gülerim".

Bitmeyen Gün Yapmışlar !

Resim
Allah'ım ne zor şey zayıflamak, boğazını tutmak (kendi adıma söylüyorum bunu, kimse alınmasın:)). Offf zaman durdu sanki. Akşam olsun artık :(( (sanki akşama kuzu çevirme yiycem, olsun enazından salata ve yoğurt bile bu tahta kurusundan yeğdir :)
Resim
Şehir merkezindeki billboardlarda yazmışlar efendim, güne su içerek başlayın, şöyle faydalı böyle önemli falan diye. Duyuyordum faydalarını ama gerçekte tam olarak neye iyi geldiğini bilmiyordum. Biraz araştırdım ve bugüne kadar uygulamadığım için kendime kızdım doğrusu. Ama artık dikkat ediyorum ve güne su içerek başlıyorum. İşte güne sabah su içerek başlamanın bazı yararları: *Bedenin doğal serinletme sistemini çalıştırır. Bu kan dolaşımında artışa neden olur. *İç organları ve kaburga kafesinin etrafındakı kasları gevşetir, daha derin nefes almanızı sağlar. *Mide asidi etkilerini rahatlatir ve asit reflu semptomlarini rahatlatir. *Sulanmayı ve besinlerin emilimini artırarak sindirime yardımcı olur. *Kabızlığı giderir. Kaynak: http://www.teiasspor.com/index.phpoption=com_content&view=article&id=163&Itemid=159 Suya bir de bal katarsanız; *Bağışıklık sistemini destekler: Bal şaşırtıcı bir bakteri öldürme özelliğine sahiptir. Sade olarak tük

Kızım için Mamalar-II

Resim
Kızımın sevdiği diğer ikinci çorbayı yazıyorum bugün. Aslında bu çorbayı yaparken kırmızı mercimek çorbası yapıyordum. Henüz küçük olduğundan ve onda gaz yapabileceğinden şimdilik mercimek yedirmiyorum. Ancak çorbayı yaparken içine yarım kepçe kadar hem et suyu var diye hem de bakliyatın şifasından nasiplensin diye koydum.  Malzemeler: -Patates -Havuç -Kabak -yarım kepçe taze pişmiş (et suyunda) mercimek çorbası -irmik -Zeytin yağı Yapılışı: Sebzeler küp küp doğranır, haşlanır. Yumuşayan sebzelere mercimek çorbasından belirtilen ölçüde eklenir, bu sırada bir yemek kaşığı kadar irmik eklenir (irmiğin faydaları için bakınız efendim ). Kıvama gelince blender'dan geçirilir  ve iki çay kaşığı kadar zeytin yağı eklenir. Bu çorbayı fazla yaptığımda hava geçirmez kaplara koyup buzluğa atıyorum ve 3-4 gün içinde tüketiyoruz. Her gün aynı çorbayı yemek ve çalışan anneler için bugün hangi çorbayı pişirsem diye muamma yaşamak kabul ediniz ki zordur.           

Mikrodalgada 5 dakikada Cheesecake

Resim
Mikrodalga fırında kısa zamanda harika şeyler yapılabiliyormuş, bunu ilk muffin denememde anlamıştım. Tek kusuru "bu kadar kısa zamanda kek mi pişermiş canııııım" ön yargımdan kurtulamayıp biraz daha pişmesi için süreyi uzatmak ve kekin kuru olmasına sebep olmak oldu:) Meğer o 5 dakikacık süreler yetermiş pişmeye.. Neyse cheesecake i çok seviyorum, bugüne kadar hiç yapmadım hep hazır yedim, ama artık madem bu kadar kısa sürede pişirebiliyoruz deneyeyim dedim ve 10 numara 5 yıldız verdim. Görüntüsü çok estetik değil kabul, o da benim beceriksizliğimden efendim :) Orjinal tarif burada . Ben kendimce bazı değişiklikler yaptım. Orjinal tarifte 2 yumurta vardı, ben çok sevmediğim için 1 koydum. Limon ve portakal kabukları koymadım (koysam güzel olurdu kesin). Malzemeler: - 1 pk Burçak bisküvi  - 1 adet yumurta - 100 gr tereyağı - 1 pk vanilya - 1 yemek kaşığı un - 1 pk sade krema  -1 pk labne peyniri - 1 çay bardağı şeker - 1 pk bitter-sütlü çikolata Y

Kızım için mamalar-I

Resim
Emirhan ek besine başladığında da yaptığım bazı çorbalar vardı, onları da yazmıştım. Şimdi kızımda yaptığım yeni denemeleri paylaşıyorum. İnternette bakıyorum çok tarif var. Ben de yeni denemeler farklı tatlar bulmaya çalışıyorum. Çünkü Gülendam Hira örneğin brokoliyi sevmiyor, ama yemesini çok istiyorum. Çeşitli sebzelere katsam da tadı baskın olduğu için yine iştahla yemiyor. Ben de miktarı azaltmakta buldum çareyi. Çok az koyuyorum kullanırken. Bunun yanı sıra patates, kabak, havuç, hele ıspanak:), çok seviyor maşallah. Severek yiyor. Oğlum 1 yaşına kadar anne sütü almasına rağmen kızımda sütüm ne yazık ki çok az geldi. 5. ayı doldurur doldurmaz ek gıdaya başladım. Zaten doktorumuz da doğum kilosunun 2 katına ulaştıysa ek besine başlanabilir demişti. Ben de önce tadımlık sonra doyumluk öğünler hazırlamaya başladım. Şuanda 7. ayını doldurdu artık. Hazımsal olarak sıkıntı da yaşamıyoruz ve de iştahlıyız maşallah :) Akşamları bu tür besinler yediğinde geceleri daha az uyanıyor bıdık. K

Bir Gülse Birsel Yazısı

Resim
İyi anne-baba olmak için çocuklarla daha çok olmasa da daha kaliteli zamanlar geçirmek gerekiyormuşmuş.  Emirhan tüm enerjisini atsın, akranlarıyla bol bol gülsün eğlensin diye ve tabiki kalem tutsun, okul öncesi ilk sıkıntılı dönemi üzerinden atsın diye tüm imkanları seferber edip çok güzel bir kreşe verdik. Kreşle yeni tanışmıyor. İlk tanışması 1 yaşında oldu ve dönem dönem gittiği oldu. Ancak yaklaşık 1 yıldır düzenli gidiyor. İyi hoş seviyor okulunu, gitmeyince üzülüyor tamam. Akşam evde yemekten sonra ya babasına ya da bana yapışıyor, "odamda oynayalım mııııı?". Kıyamıyoruz, yorgun olsak da oynamaya çalışıyoruz ama 1 saatten sonra pert olduğumuzdan dolayı baba da ben de kaçmanın yollarını arıyoruz (üzgünüm oğlum). Tabi ağlıyor, isyan-misyan veryansın ediyor. Bazen baba sesinin tonunu ayarlayamıyor, kızıyor. Ben hemen müdahalede tabi, aman dur etkilenir, bizi özlüyor yazık falan fıstık anaçlığımla toparlamaya çalışıyorum ortalığı. Şimdi düşünüyorum da ben annemle ya da b

Hayat..

Resim
canım, huzurum, kızım

*Sona Doğru Koşarken*

Resim
           Sayılı gün çabuk geçer diyenler haklı, tez savunmasına 4 ay kadar bir zaman kaldı. Çalışmalar son sürat devam ederken tatlı bir heyecan da sarıyor dört bir yanımı.. "Hem ev kadınlığı, hem iş hem de anne olmak, tüm bunların yanında bir de akademik kariyer yapmak ne zor iş" diyenlere bu aralar kulak asmadan motivasyonumu düşürmeden adım adım ilerliyorum. Çünkü biliyorum bir tökezlersem yeniden toparlanmam belki de bir dönemimi alır ve benim buna şuanda hiç niyetim yok. Şükürler olsun ki başladığım bir işi bitirmek gibi bir huyum var, ancak eski enerjim de yok artık.. Bu yüzden bu aralar canımı dişime takarak dört nala koşuyorum.  Çocuklar hızla büyüyor. Emirhan şuanda tam gevezelik döneminde. Sorular sorular sorular.. hiç bitmiyor :) Onunla yakından ilgilenmeye çalışsam da tam manasıyla iyi bir anne olamıyorum. Bazen kaçıyorum o sorulardan itiraf etmeliyim. Bazen yaptığı asilikler beni çileden çıkarsa da onların o uyurken ki masumiyetleri yok mu, kendime kızma

Bu aralar ben..

Resul Dindar bir zamanlar Zeki Müren'in yorumladığı bu güzel şarkıyı bence çok başarılı yorumlamış. Ben de bu aralar sık dinliyorum, çok seviyorum..

**İyi ki Doğdum**

Resim
Dün benim doğum günümdü.. 20 li yaşlara veda ederken içim nedense çok buruldu. Yaşlanmaktan korkuyor muyum ne :) Annemin   dediği gibi "her yaşın bir güzelliği var, tadını çıkar", diye geçirsem de içimden hüzünlendim işte.. 28 yılı doldurdum. Sahip olduğum şeylere bakıyorum, harika bir eş, iki dünya güzeli evlat.. Şükürler olsun. Ben bugüne kadar hiç doğum günümü kutlamamıştım, arkadaşlarımdan ve sevdiklerimden gelen güzel temennileri ve hatırlanmaları saymazsak (ha bir de ilk okuldayken 2 kere kutladığımız olanı saymazsak:)).. Dün ilk defa yetişkin biri olarak pasta üfledim. Utandım aslında, bana çocukça geldi :) Dayımlar Almanya'dan, teyzem İstanbul'dan gelmişti (doğum günüm için değil yanlış anlaşılmasın, tatil için burdalar :)) hoş bir tesadüf oldu ama. Gerçi vakit olarak 20 Ağustos sona ermek üzereyken kutladık ama (gelen giden oldu) yine de pastayı üfledim :) Canım kocacığım mutlu olacağımı düşünmüş yapmış bi süpriz işte.  Dilek tut dediler mumları

Bu şarkı kalbimin tek sahibine..

Garip Garip Korkular

Emirhan kuzunun enteresan korkular var. Ya da bana garip geliyor. Geçen gün babasıyla parkta oynarken gözlerini gökyüzüne dikmiş ve "baba bunlar ne" demiş. Kociş de onların bulut olduğunu söyledikten sonra bu ağlamaya başlamış ve gözlerini kapatmış. Nereye gidiyorlar diye sormuş ağlak bir halde, babası izah ederken ağlıyor tabi, korkuyorum demeye falan başlamış ve eve gelmek istemiş. Dün evde balkonda oturuyoruz. Yere kilim sermişim, dizime uzanmış gökyüzünü seyrediyor.. Hava rüzgarlı bulutların hareketi hızlı, bir oyana bir buyana.. "Anne neyeye gidiyolar?" " Ankara'ya- İstanbul'a oğlum..:))" "Hımmm.. ditmesinle anne, ditmesinler" deyip kafasını gömdü.. Yine evdeyiz, helikopter sesi duydum. Çok seviyordu havada uçan şeyleri izlemeyi.. Koş balkona dedim, helikoptere bakalım. Ben kapıyı açıyorum o itiyor, kapa diyor. Ağlıyor bi yandan, "kokuyorum açma, açma" dedi. Ben şok tabi.. açmam tamam sakin ol dedim. Böyle bir korkusu olm

Uzun bir aranın ardından.. (2. defa doğum hikayem)

Resim
4 ayı aşın bir süredir yazmıyorum. Aslında yazmıyorum değil yazamıyorum. Öyle yoğun geçiyor ki günlerim. Evdeki tatlı iki bıcırıkla zaman öyle çabuk geçiyor ki buraya yetişmem olanaksız oluyor.. İki diyorum çünkü ikinci defa anne oldum. Şükürler olsun. Sağlıkla aldım yavrucağımı 17 Nisan günü saat 16:30 sularında..aslında planlanan tarihe göre bir haftamız daha vardı ama benim tansiyonumun bir inip bir çıkması sebebiyle 38+1 günlük iken kızımızı kucağımıza aldık. Şükürler olsun çok iyiydi. Kilosu da vaktine göre oldukça iyiydi, tam 3800 g! Emirhan'da yaşadığım acemilikleri düşününce bu doğumda olaylara daha bilinçli bakıyordum. Gerçi bazı korkularımın önüne geçemedim yine. Ameliyat gazım çıkmazsa ne yapacağım dedim durdum etrafımdakilere.. Gece saat 1 e doğru hemşireler yürütmek için yanıma geldiler. Kalkarım kalkamam derken hop diye kalktım ayağa. Öyle şaşırdım ki, elimden tutan hemşireye tekrar tekrar teşekkür ettim. Yardım almadan sık sık yürüdüm. Dinlendim, tekrar yürüdüm. Öyle

keceden baykus yastik

Resim
Ilk siparisimdi ツ insallah ugur getirir. 

Keçe süslemeli eğitici yastık vol2

Resim
Bayılıyorum şu keçeye.. Beni öyle güzel rahatlatıyor ki, doğuma ramak kala bir sürü keçe kestim. Arkadaşımla beraber başka çalışmalar yaptık ama ancak bunu paylaşabildim. Paylaşacağım birkaç tane daha çalışma var ama onlar da sonra artık.. Bunu bir arkadaşımın kızı için yaptım. Biraz daha özel olsun istedim üstüne ismini yazdım. Bugün vereceğim, inşallah mutlu olur ve beğenir :))

Defter ciltleme

Resim
Çoktandır denemek istediğim çalışmalardan biriydi defter ciltlemek... Arkadaşıma yemek tariflerini yazacağı bir ajandayı ciltlemekmiş meğer kısmet :) burada çarpı işini de ilk defa denemiş oldum. Süslemelerde keçe kullandım. Kaplamada kullandığım kumaş ise bilindik pötikare işte :)) 

Emirhan'la diyaloglar vol3

Dün bizim ufaklık lugatına yeni bir söz öbeği ekledi ya ya biz yeni duyduk :) Akşam yemeği için sofradayız. Babası emirhana yemek yedirmeye çalışıyor. Bizimki pilav istiyormuş efendim, biz de makarna yiyoruz, haliyle yememek için manalar çıkarıyor kendine. Her lokmanın arası 5 dakika falan sürüyor. Kuzucuğa gına geldi ki "baba bi saniye" diyerekten hem onu frenledi hem de bizde komik bir şaşkınlığa neden oldu. Biz sen ne ara öğrendin bu lafı diye onu severken o sofradan kaçmıştı bile :))) Bir de bu aralar onun ağzından duymaya bayıldığım cümle "rica edeleem" :)) Övünülesi ne yaparsa (oyuncağı kaldırmak, kumandayı vermek, yasaklara uymak vs) hemen çakıyoruz teşekkürü. O da yapıştırıyor : -rica edeleeeeem :))

Emirhan'la aktiviteler (sulu boya çalışması)

Resim
Bu aralar sulu boyama yapmaya bayılıyor. Ben de onu resim yaparken izlemeye bayılıyorum.. Henüz pek çok çağdaşı gibi anlamsız şekiller çizse de zamanla resim yapma sevgisi sayesinde daha anlamlı şeyler ortaya çıkacağından yana umutluyum :) Mart ayı itibariyle 25 ayı doldurduk. Artık cümleler çok daha anlaşılır oldu, kelime haznesi de hızla büyüyor. Çıkan seslere karşı o kadar duyarlı ki, ben çoğunu yakalayamıyorum.. "Aaa, anne bu ses! ne sesi?". ben sesi seçene kadar, ses çoktan kaybolmuş :) Uçak seslerine karşı öyle duyarlı ki, gece gündüz seçiyor sesi maşallah. Ama havada uçan uçakları gördüğünde çok korkuyor. Yanında kim varsa ona sarılıyor, "biz de binelim mi " diye sorduğumuzda "olmaz" yanıtını alıyoruz. Bakalım bu fobimizle nasıl başa çıkacağız.. *** Bu hafta 32 haftayı dolduruyorum artık. 2 hafta sonra izne ayrılmayı planlıyorum. Emirhan da hareketli bir bebekti ama kız ondan daha fena çıktı maşallah. Doğuma kadar okulda ne kadar

Emirhan'la diyaloglar vol2

İşten yorgun gelen babasını kolundan tuttuğu gibi kendi odasına götürüp oyun oynamaya zorlayan sonra da kendi oyununa dalan kuzunu ilk defa kullandığı (ya da bizim ilk defa duyduğumuz) kelimecikleri: -Baba: vııt vııııııt araba geliyor hadi  (Kuzucuk hiç oralı bile değil, baba yorgunluktan bitap üstünü bile değişememiş, oğlanı bir daha dürtüklüyor) -Baba: kırmızı araba hadi beni takip et! (Afacan kuzu bunun ardından cevabı yapıştırdı resmen) -Emirhan: baba diit diiit. İşim vaaaaaa, omaaaas ( kule dikiyor o sırada küçük bey :)) Baba hemen kaçıyor tabi... **** Dün fırında börek pişiriyorum. İşten gelip yaptığım için ve çok aç olduğum için fırının karşısına geçmiş pişmesini izliyorum. Emirhan yanıma geldi; -anne, nabıyosuuun (bu aralar çok sık soruyor) -börek pişiriyorum annecim. -bende bende bendeeeeee -annecim daha pişmemiş, pişince yiycez.tamam mı? -Baba bak bööeek, pişiyooo ( öğrendiğini paylaşmaya bayılır bayılır ) Börekler pişti sofraya koyduk. Tabi çok sıcak yiyemiyoruz. Diğer yemek

Paha biçilemeyen şeyler var..

Resim
Evlat ne güzel şey, ne değişik bir sevgi..ne anne-baba sevgisine benziyor, ne yar sevgisine.. Bazen sevgide ölçüyü aşıyor muyum diye ürperiyorum. Tir tir titriyor kalbim. Olur ya Mevlamın mucizesi olan yavrucağım ya Mevlamın benim için sınavı olursa? Aman Ya Rab! Sınama beni evlatlarımla, döktürme gözlerimden elemli yaşlar onlar uğruna.. Senden çok sevdirme hiçbir yaradılmışı.. Rabbim lutfettiğin evladım senindir..Beni yarattığın gibi, alem-i cihanı yarattığın gibi.. Biricik oğlumu ve yakında doğacak olan kızımı bana bağışla, gösterme kederlerini, acılarıyla sınama kalbimi.. Kanımdan, canımdan parçalarım, dilerim bahtınız hep açık olsun. Varlığınız hanemizi her daim aydınlatsın. Bizlere, tüm aleme hayırlı olasınız. Sizi çok seviyorum.. Anneniz

Emirhan'la diyaloglar vol1

Resim
Her geçen gün kelime haznesi biraz daha genişleyen kuzunun, keşke kayda alsam dediğim, beni zaman zaman çok şaşırtan cümlelerini bazı blogger arkadaşlarımın paylaşımlarını da görerek ben de kayda almaya karar verdim :) Geçen gün iş çıkışında güneş batmadan bütün gün evde sıkılmış olduğunu düşündüğüm veledi biraz insan görsün düşüncesiyle sokağa çıkardım ki perişan etti beni. Ne görse isteyerek şaşırttı beni, araba gördü istedi, mısırcı gördü istedi, dondurma gördü istedi. Çocuk sık sık dışarı çıkmadığından şaşırdı sanırım. Ben hayır dedikçe inat yapıp yürümedi, öylece yolun ortasında dikildi. Ben de onu terbiye edeceğim ya, saydırıyorum sanki beni anlıyormuş gibi (belki de anlamıştır :)); -kırmızı arabanla oynamak yok gelmezsen.. -bir daha dışarı çıkmak yok.  -beni üzdüğün için seninle konuşmuyorum şuanda Bla bla blaaa..  Ben otorite kurmaya çalıştıkça o ne mi yaptı. Sadece inatlaştı. Hem de ne inatlaşma. Aman Allahım -Ditmiyceeeeeem -mısıııııı -dundumaaaa.... Tabi eve döndüm, onunl

Keçeden Buzdolabı Notluğu

Resim
Geçen yaz yaptığım bir çalışmaydı ama paylaşma fırsatını ancak bulabildim.. Bu sevimli cikciği geçen yaz Bartın-Kurucaşile gezimizde eltime hediye etmiştim.. Kendime de yapacaktım güya ama bakalım ne zaman kısmet olacak. Keçenin arkasına reklam amacıyla dağıtılan buzdolabı magnetlerinden yapıştırdım. Zaten ne zaman biri kapıya bıraksa hemen alıp hobi kutuma atıyorum, ben bunu birşeyin arkasına yapıştırırım diye :)) Kuşun içini silikon elyafla doldurdum. çok şirin oldu :) Yoldaki prensesime de şimdilerde yeni bitirdiğim ve üst nakışına başlayacağım bir yelek ördüm. Emirhan kuzuma da araçları öğreten keçeden bir yastık hazırladım ama henüz içini doldurmadım. Onlar da başka postlara artık. Bu aralar pek bir üretkenim canıım :)) Sağlıcakla kalın..

*En Kutlu Doğum*

Resim
Asırlar önce idi.. Gelmiş geçmiş tüm peygamberler tarafından geleceği müjdelenmiş O habib-i zişan dünyayı şereflendirdi.. Mevlam O'nun yüzü hürmetine yarattım dediği bu alemde bizleri ve tüm O'na inanları darda koymasın. Amin. PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN DOĞUMU (s.a.v); Mîlâdın 571, Rebîülevel ayının 12.gecesi, (Nisan ayının 20.günü) Mekke ufukları ağarırken Peygamber Efendimiz, Hz.Muhammed-ül Mustafa Sallallâhü Aleyhi ve Sellem dünyâyı şereflendirdi. O'nun doğduğu sabah, âlem başka bir âlem oldu, cihan nurla doldu. Zirâ O'nun teşrifleri sıradan bir hâdise değildi. Bütün peygamberlerin geleceğini müjdelediği ins-ü cin'in ve melâikei kirâmın teşriflerini beklediği bir peygamberdi O.. Bu yüzden, geceler içinde benzeri yoktur. Kâinâtın en azametli hâdisesi bu gece vukûa gelmiştir. Bütün âlem bu geceyi bekliyordu. Peygamber Efendimiz'in babası Abdullah, az zaman önce vefât etmiş olduğundan, annesi Hz.Âmine hiç zahmet çekmeden dünyâya getirdiği bu nur topu çocuğu,